"Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik."
(Reşat Nuri Güntekin)
"Çıktık açık alınla on yılda her savaştan."
"Yakalanan veya tutuklanan kişinin durumu, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkmasının sakıncalarının gerektirdiği kesin zorunluluk dışında, yakınlarına derhâl bildirilir."
(Anayasa)
"Mantıksal bir dille açığa vurduğu bu harika önerinin aksayan bir yanı vardı."
(Nadir Nadi)
işine, görevine son verilmek
"Açık yol."
"Bazı ihtiyarlar bütün hislerini açığa vuran ikinci bir nevi çocukluğa düşerler."
(Abdülhak Şinasi Hisar)